BAKAN SELÇUK’UN KATILIMIYLA EĞİTİM FAKÜLTELERİNİN DEKANLARI İLE TOPLANTI

Türk yükseköğretim sisteminde mevcut olan sorunlar, bu sorunların çözümünde katkı sunabilecek ilgili kurumların değerli yöneticileriyle, YÖK’te düzenlenen toplantılarda görüşülmeye devam ediliyor.

Yükseköğretim ile ilgili politikaları üretirken paydaşlarla karşılıklı işbirliği anlayışına önem veren “Yeni YÖK”, eğitim ve eğitim bilimleri fakültesi dekanları ile yapılan toplantı vasıtasıyla üniversitelerdeki yönetici ve dekanlar ile ilgili bakanları Yükseköğretim Kurulunda bir kez daha bir araya getirdi.

Bu kapsamda Milli Eğitim Bakanı Sayın Prof. Dr. Ziya Selçuk, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığında düzenlenen toplantı ile Eğitim Fakültesi Dekanları ve akademisyenlerle buluştu.

Toplantıya Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Safran ve ilgili Genel Müdürlerin yanı sıra YÖK Üyeleri, ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Halis Aygün, Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Elmas, üniversitelerin Eğitim Bilimleri Enstitü Müdürleri ve ilgili bölüm başkanları katıldı.

Toplantıda Eğitim ve Eğitim Bilimleri Fakültelerinin mevcut durumları, bu fakültelerin yönetici ve akademisyenleri ile etraflıca ele alınıp, eğitim kalitelerinin artırılması ve standartlarının yükseltilmesine ilişkin atılması gereken adımlar görüşüldü.

Bu fakültelerimizde bulunan öğretmen yetiştirme programlarının da ele alındığı toplantıda YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç ve Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk birer konuşma gerçekleştirdi.

YÖK Başkanı Saraç konuşmasına yükseköğretim kurumlarının “yönetişim” anlayışına bağlı olarak daha şeffaf, daha hesap verebilir ve daha fazla sosyal sorumluluk sahibi olmaları gerektiğini belirterek başladı.

Bu kapsamda kalite çıtasının yükseltilmesinin ve kalite eksenli büyümenin her daim öncelikleri olduğunu belirten Başkan Saraç “Yükseköğretim Kurulu olarak, geride bıraktığımız son dört yılda, ihtisaslaşma, öncelikli alanlar, araştırma üniversiteleri, bölgesel kalkınma odaklı misyon farklılaşması, hedef odaklı uluslararasılaşma, sürdürülebilir kalkınma, 4.0 endüstri devrimi, yükseköğretimde dijitalleşme, akıllı uzmanlaşma, proje tabanlı değişim programları gibi bir dizi yeni projeyi, ülkemizin önceliklerini ve dünyadaki eğilimleri dikkate alarak hayata geçirdik. Bunların bir kısmı, Yeni YÖK’ün girişimiyle yasal dayanaklara kavuşturuldu; bir kısmını ise kendi iç düzenlemelerimiz ve mevzuatımızla hayata geçirdik.” diye konuştu.

Yükseköğretimde yapısal değişiklik için hayata geçirdikleri dört ana proje belirlediklerini ifade eden YÖK Başkanı, bunların “Kalite Kurulu”nun kurulması, “Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma”, “Hedef Odaklı Uluslarasılaşma” ve gurur duydukları proje olan “100/2000 YÖK Doktora Bursu” projeleridir.

Bu düzenlemelerin sonuçlarının önümüzdeki bir iki yıl içinde kendisini göstereceğini vurgulayan YÖK Başkanı Saraç, önümüzdeki dönemde yeni başlıklar belirledikleri söyleyerek “2018- 2019 eğitim öğretim döneminde, yükseköğretimde, üniversitelerimizde, dijital çağa ayak uydurmak için dijitalleşme ekseninde yeni bir dönüşüm hedeflediklerini ve bütün öğrencilerin belli bir düzeyde dijital okuryazarlığı olmasını istediklerini söyledi.

Başkan Saraç, dijitalleşmenin getirdiği imkanları yükseköğretimin pek çok alanında kullanmayı ve gücünü toplumun her katmanına eriştirmeyi planladıklarına işaret ederek, “Teknolojik bağımsızlığı gerçekleştirmek istiyoruz. Bu yıl büyük bir proje ile üniversitelerimizde dijital dönüşüm çalışmalarını başlatıyoruz. Önümüzdeki haftalarda bu konu ile ilgili bir toplantı yapacağız ve konuyu kamuoyu ile paylaşacağız.” diye konuştu.

YÖK Başkanı, kamuya ait ve herkese açık olması gereken araştırma bulgularına ve bilimsel yayınlara erişimin büyük ölçüde kısıtlı olduğuna değinerek, “Ülkemizde sağlıklı bir şekilde işleyen ‘açık bilim ekosistemi’ni oluşturmak amacımız. Bütün bu çalışmalara, gelecekte şekillenecek ve şu anda bilinmeyen iş kollarına eleman yetiştirmek gibi zor bir süreci yönetebilmek adına başlıyoruz. Çünkü dünya dijitalleşerek yeniden tasarlanıyor. Bu tasarımda ve sürecin yönetiminde eğitim fakültelerinin rolü en üst düzeyde olacak.” değerlendirmesinde bulundu.

Bugün insanlığın, çok bilen, bilgili insanlardan öte, iyi karakterli ve erdemli insanlara ihtiyaç duyduğunu sözlerine ekleyen YÖK Başkanı Saraç, bunun için de öncelikle çok bilen değil, mesleki değerleri içselleştirmiş öğretmenlere ihtiyacımız olduğunun altını çizdi.

Verdiklerimiz eğitimde tutum ve davranışlar, değerler ve yetkinlikler üçlüsünü önemsediklerini vurgulayan Başkan Saraç konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Ülkemizde 93 eğitim/eğitim bilimleri fakültesi vardır. Ayrıca 44’ü aktif olmak üzere 50 tane de Eğitim Bilimleri Enstitüsü bulunmaktadır. Yükseköğretimdeki mevcut örgün lisans öğrencisinin %9’u, yani 221.530 öğrenci, eğitim/eğitim bilimleri fakültelerinde eğitim görmektedir.

Eğitim Bilimleri ve Öğretmen Yetiştirme alanındaki yüksek lisan öğrencisi sayısı, 39.556, doktora öğrencisi ise 6.907’dir. Yani Yükseköğretimde lisansüstü eğitimdeki öğrencilerin %8’i, Eğitim Bilimleri ve Öğretmen Yetiştirme alanında eğitim görmektedir.

2017-2018 eğitim öğretim yılı verilerine göre eğitim/eğitim bilimleri fakültelerinde istihdam edilen öğretim elemanlarının toplamı 8.850 olup bunların 5.698’i yani yaklaşık üçte ikisi, öğretim üyesidir. Buna göre yükseköğretimde istihdam edilen öğretim üyelerinin yaklaşık %7,5’i, bu fakültelerde istihdam edilmektedir. Bu fakültelerdeki lisans programlarında ortalama öğrenci sayısı, öğretim üyesi başına 39; öğretim elemanı başına ise 25’dir. Lisansüstü eğitimde ise öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı 7,6’dır.

Diğer taraftan 2017 yılında Eğitim/Eğitim Bilimleri Fakültelerimizdeki 46.669 kontenjan, 2018 yılında 44.411 olarak belirlenmiş, kontenjanlar belli ölçüde azaltılmıştır. Ancak 2017 yılında doluluk oranı %95 iken, 2018 yılında %99,2 olmuş ve doluluk oranları artmıştır. Bu rakamlar Eğitim Fakültelerimiz için kalite eksenli rasyonel bir kontenjan planlaması yapıldığının önemli bir göstergesidir.”

Yükseköğretim Giriş Sınavındaki 300 bin baraj uygulaması, okul öncesi eğitim ve rehberlik hariç ikinci öğretim programlarının kapatılması, bazı programların giriş puanı türlerinin değiştirilmesi, eğitim ve eğitim bilimleri fakültelerinde bölüm ve anabilim dallarının yeniden yapılandırılması, lisans programlarının güncellenmesi gibi iyileştirme tedbirlerinden bahseden YÖK Başkanı Saraç, ayrıca okullarda bir dönemde gerçekleşen “Öğretmenlik Uygulaması” derslerinin iki döneme yayıldığını aktardı.

Okullardaki öğretmenlik uygulamaları konusunda kurumlar arası işbirliğinin son derece önemli olduğunun altını çizen Başkan Saraç, bundan sonra da eğitim bilimleri ve öğretmen yetiştirme alanında yapacağımız her türlü iyileştirme çalışmasında, MEB ile işbirliğimizin artarak devam edeceğine inandığını ifade etti.

YÖK Başkanı Saraç, eğitim ve eğitim bilimleri fakültelerimizin ve öğretmen yetiştirme sistemimizin geliştirilmesi konusunda dekanların, enstitü müdürlerinin ve öğretim elamanlarının gayretlerinin artarak devam edeceğinden emin olduğunu dile getirerek konuşmasını tamamladı.

YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç’ın toplantıda yaptığı konuşmanın metni için tıklayınız.

YÖK Başkanı Saraç’ın konuşmasının ardından Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ise MEB ve YÖK’ün yekvücut olarak davranabilme kabiliyeti ve kapasitesinin yükseldiği ve yükseleceği bir dönemde olduğunu ifade ederek konuşmasına başladı.

Milli Eğitim Bakanlığının özellikle öğretmen yetiştirme konusunda ihtiyaç duyduğu meseleleri YÖK Başkanı Saraç’ın açık, net, kabul edici bir yaklaşımla beraberce değerlendirme ve rasyonel olanı kararlaştırma gibi iyi niyetli bir yaklaşımının bulunduğunu vurgulayan Bakan Selçuk, kendilerinin de bu iyi niyetli yaklaşımı, birlikte yüceltme arzusunda olduklarını bildirdi.

Öğretmen niteliğini artırmanın sadece Türkiye’nin değil, bütün dünyanın ihtiyacı olduğunu ve bu konuda çalışmalar yapacaklarını ve bu süreç içinde ortaya çıkan gelişmeleri de kamuoyu ile paylaşacaklarını belirten Bakan Selçuk, hiçbir eğitim sisteminin kalitesinin öğretmeninin kalitesini aşamayacağını vurguladı.

Öğretmen kalitesiyle ilgili biraz daha çalışmaya ihtiyacın olduğunu sözlerine ekleyen Milli Eğitim Bakanı, “Yükseköğretime geçiş meselesini YÖK ve ÖSYM ile değerlendirip, gereken yolu birlikte çizeceğiz. Çünkü bu, ‘ben yaptım oldu’ diyerek yapılacak bir iş değil. Bu bütün toplum için bir ödev. Bu bir ülke ödevi.” ifadelerini kullandı.

“Vizyon 2023 Dokümanı”nın boyutlarından birisinin de yükseköğretimle olan bağlantısı olduğunu belirten Bakan Selçuk, bu kapsamda, yükseköğretime geçiş ve öğretmen yetiştirme mekanizmaları açısından iki boyutun bulunduğuna işaret ederek şu değerlendirmeyi yaptı:

“Yükseköğretime geçiş meselesi son derece önemli. Çünkü yükseköğretimin kalitesini belirleyen ana faktörlerden bir tanesi ortaöğretimin kalitesi. Ortaöğretim ne kadar nitelikli olursa yükseköğretimin girdisi de o kadar nitelikli olacaktır. Türk eğitim sisteminin, bel kemiğinin kırıldığı yer, aşil topuğunun kesildiği yer ortaöğretim. Ortaöğretim eğer düzelmezse bizim sadece yükseköğretime geçişle ilgili sıkıntılarımız söz konusu olmaz, gençliğimizin kültürel kodları, sanatla, sporla ilişkisi gibi kültürel olarak dönüşümümüz de mümkün olmaz. Çünkü gençliği sınavla bloke ettiğimizde, çocuk sınavın dışında herhangi bir şeyle alakalı olarak düşünme fırsatına sahip değil. Böyle bir gençliğin gelecek tasavvuru açısından da yaşayabileceği sıkıntılar rahatlıkla anlaşılabilir. Yükseköğretime geçişi çok önemsiyoruz ve ama bunu sınavlar üzerinde birtakım mekanizmaları değiştirerek yapmaktan yana değiliz. Bunun bir tabii seyri var, tabii bir zemini var.”

Toplantının açılış konuşmalarının ardından Milli Eğitim Bakanı Selçuk ve YÖK Başkanı Saraç tarafından, MEB ile YÖK arasında öğretmen yetiştirmeye yönelik olarak sürdürülen koordinasyon ve iş birliği kapsamında, “Uygulama Öğrencilerinin Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim ve Öğretim Kurumlarında Yapacakları Öğretmenlik Uygulamasına İlişkin Koordinasyon ve İş Birliği Protokolü” imzalandı.

Protokol kapsamında MEB, YÖK ve eğitim fakülteleri temsilcilerinden oluşan “Öğretmen Yetiştirme Çalışma Grubu”nun koordinatörlüğünde taraflar, öğretmenlik uygulamasının geliştirilmesi, ilgili yönergede belirtilen hususların gerçekleşmesi için her türlü desteği verecek ve uygulama sürecinde ortaya çıkacak sorunların giderilmesine yönelik ortak çalışmalar yapacak.

Protokol imza töreninin ardından YÖK Başkanı Saraç, Milli Eğitim Bakanı Selçuk’a; kendisinin yayına hazırlamış olduğu Osmanlı döneminde yaşamış ve dini ilimler, edebiyat, tarih, tıp, matematik, geometri, mimarlık, musiki gibi alanlarda eserler vermiş bilim insanlarını tanıtan Mehmet Tahir’in “Osmanlı Müellifleri” adlı üç ciltlik eseri hediye etti.

Hediye takdimi sonrası Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk ve YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç ile katılımcılar arasında gerçekleşen soru-cevap bölümüne geçildi.

Bakan Selçuk ve Başkan Saraç, Eğitim/Eğitim Bilimleri Fakülteleri yöneticileri ile akademisyenlerden gelen soruları yanıtladı.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk soru-cevap kısmında ayrıca, ülkemizin eğitim odaklı strateji ve politikalarını ilgili akademik birim yöneticileri ile paylaşırken, bu konuda üniversitelerimizin yöneticilerinin görüşlerini alarak, geleceğe yönelik akademik süreç odaklı neler yapılabileceği konusunda etraflıca istişarelerde bulundu.